Seneler evvel yazdığım bir yazıyı buldum. Bulmuşken paylaşıyorum ve neredeyse tamamına hala katılıyorum. Umarım sen de beğenirsin…
“Her sihirbazlık numarası 3 bölüm ya da perdeden oluşur. Birinci bölüme “Vaat” denir. Sihirbaz size sıradan bir şey gösterir; İskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. İkinci perdeye “Dönüştürme” denir. Sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür… Henüz alkışlamazsınız. Çünkü bir şeyi yok etme yeterli değildir, onu geri getirmeniz gerekir. Hilenin sırrını arıyorsunuz ama bulamazsınız, çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. Siz sırrı çözmek değil kandırılmak istiyorsunuz…”
Bir süredir haftalık olarak Gökhan Bey’le otururuz. Bazen yeni öğrendiğimiz teknikleri paylaşırken; bazı akşamlarsa beynin derinliklerine doğru beyin fırtınasıyla geçer. Geçen hafta ise film izleme kararı aldık. Ve ikimizin de sevdiği “Prestij” filmini açtık. Film yukarıdaki paragrafla başlıyordu…
Gerçekten çarpıcı… Peki, gerçekten kandırılmak mı istiyoruz? Bunun üstüne biraz düşünmenizi istiyorum…
Konuya, herkesin bildiği, “Maslow’ un İhtiyaçlar Hiyerarşisi”ni temel alarak Tony Robbins’in geliştirdiği ve yalın bir dile döktüğü “6 insan ihtiyacı” teoreminin penceresinden bakacağız.
Bu teoriye göre insanın 6 adet ihtiyacı* var. Bunlar;
1) Kesinlik
2) Bilinmezlik, Çeşitlilik
3) Önemsenme
4) İletişimde olmak ve Aşk
5) Büyüme
6) Katkı sağlamak
İnsan kandırılmak ister mi?
Çoğu zaman…
Peki niçin?
Çünkü insanın 2. temel ihtiyacı “Bilinmezlik ve çeşitlilik”tir. Kısaca söyleyecek olursak “ Bir insanın yaşamında her şey tümüyle garanti olursa, o zaman sıkılmaya başlar. Hani deriz ya ”Hayatıma biraz renk geldi.” diye işte o cümle bu ihtiyacın karşılanması sonucudur. Biraz macera ve hayatımıza baharat isteriz. Ve mutluluk için kesinlik ve bilinmezlik belli bir dengede olmalıdır.”
İnsana, bazı şeylerin kendi kontrolü dışında; şimdiye kadar düşündüğünden farklı ilerlemesi, aslında her şeyin tekdüze olmadığını görmek ister. Ama görmek yetmez, inanmak da ister.
Peki, inanmayı ne körükler? Çünkü kişi içten içe bilir; karşısındakinin de bir insan olduğunu… İşte burada işin içine “Büyüme İhtiyacı” girer.
Büyüme ihtiyacı; “Kendini geliştirme arzusudur. Bazı insanlarda, daha iyi olma, yeteneklerini ve sezilerini, yapabileceklerini geliştirme arzusu, diğerlerine oranla daha belirgindir ama illa ki herkesin içinde vardır. Daha ileriye gitmek başaramadıklarımızı başarmak, öğrenmek ve o anki gerçeğimizi aşmak. Kendimizi gerçekleştirmek… Gerçekleştirdikçe daha da ilerlemek isteriz.”
İşte burada işin içine 5.insan ihtiyacı olan “Büyüme İhtiyacı” girer.
Çünkü içten içe biliriz, karşımızdakinin de normal bir insan olduğunu… O yapmıştır, gelişmiştir. Bir konuda, herkesten, çevremizdeki herkesten, daha ileridedir. Ve oraya gelmiştir. Bir işi başarmış, hakkıyla yerine getirmiştir. Bu bizim ufkumuzu açar. Yeni hayaller, yeni bakış açıları kazandırır… Demek ki bizde yapabiliriz…
Evet, biz insanlar kandırılmak isteriz. Çünkü kalpten inanmak isteriz.
Alıntıyla başladığım yazım alıntıyla bitsin;
“Seyirci gerçeğin farkındaydı dünya basit bir yerdir. Ve perişan… Tamam. Baştan aşağı maddesel ama bir saniye olsun onları kandırabilirsen onları hayretler içinde bırakabilirsin. İşte o zaman çok özel bir şey görebilirsin…”