fbpx

Merhaba ben hep iyi olduğumdan kaybetmiştim. Sen de öyle misin? İyi misin? Senin de çok iyi davrandığın ama kaybettiğin kişiler oldu mu hayatında? Makalede bununla ilgili bir hikaye anlatacağım. Ama uyarmalıyım bu yazının dili biraz sert olabilir. Eğer kaldıramayacaksan okuma… Ama, benim için sorun olmaz, diyorsan; okumaya devam et…

Bir kaç sene önce az görüştüğüm bir arkadaşım beni aradı ve “görüşebilir miyiz?” dedi ben de kabul ettim ve kahve içmek için buluştuk. Zaten sıkıntılı olduğunu anlamıştım ama buluştuğumuzda da sıkıntılı olduğu her halinden belliydi. “Hayırdır?” dedim “Arkadaş bu hayatta iyi olmayacaksın, iyi olanlar hep kaybediyor.” Dedi. “Niye?” dedim, “N’oldu?”

Yeni ayrıldığı sevgilisinden bahsetti… Onun için her şeyi yaptığını, onun her istediğini onayladığını ama her şeye rağmen terk edildiğini söyledi…
Hatta bu kadar da değil. Arkadaşları arasında da, iş yerinde de, iyi oldukça, hep kaybettiğini söyledi…
Geçen gün facebookda da birebir aynı cümleyi görünce rahatsız oldum ”Bu dünyada iyi olmayacaksın. İyi olursan hep kaybedersin.”

Peki, bir düşün; sence de öyle mi?

O kadar çok alıyorum ki buna benzer bildirimleri. Sosyal medyada, seanslarda, arkadaş ortamlarında, bana gelen mesajlarda…

Hatta tanımadığım kişilerden bile duyuyorum.

“Ben hep iyiliğimden kaybettim…”

Dürüst oluyum, sen iyiliğinden kaybetmedin. Sen kendine değer vermediğin için kaybettin.

Ah be 🙁

Soruyorum sana: Sen kendinin, kendi isteklerinin değerini bilmezken başka birisinin senin değerini bilmesi mümkün mü?

Peki. Niye yaptın bunu? Niye başka birisinin isteklerini kendininkilerden önde tuttun? Dürüstçe düşün…

Karşındaki seni sevsin diye…

Karşındaki seni önemsesin diye…

Karşındaki kişinin gözüne girebilesin diye…

Karşındaki senin kıymetini bilsin ya da hak ettiğini versin diye…

Bunlar için rol yaptın ve hoşuna gitmeyen şeyleri senin için sorun yokmuş gibi kabul ettin. Hatta belki de gülümseyerek.
E, bu açıkca kandırmaya çalışmak…
“Gerçekten! İyi misin?”
Değilsin! İyi birisi değilsin, dürüst birisi değilsin. Sanırım fark ettin: sınırsız iyilik yalancılıktır.

Sınır nedir peki?

Sınır sensin. Senin rahatsızlık seviyen… Artık kendine değer vermeye başlaman lazım. Kendi isteklerine…
Artık kendine ve karşıdakilere dürüst olman lazım. Rahatsız olduğun yerde bunu söylemen…
Karşındaki kişiye karşı kötü olman gerektiğinden bahsetmiyorum, acımasız olman gerektiğinden de…
Kötü de olmamalısın zaten. İyi olmalısın. Dürüst olmalısın. Çok iyi olmalısın ama kendini unutmadan. Kendine karşı da iyi olmalısın. Dürüst olmalısın. Nolur nolur nolur, böyle ol…

Bundan sonra isteklerini saklamayı bırak. Karşımdaki kişi bilsin, anlasın, tahmin etsin deme. Çünkü öyle bir dünya yok.
Tekrar söylüyorum. Bu acımasız olmak değil, kötü olmak değil, şımarık olmak değil. Bu kendine değer vermek. Konuşabiliyoruz. Düşünebiliyoruz. İki kişinin istekleri çakışırsa; konuşarak mantıklı bir sonuç bulunabileceğine inanıyorum ben…

En azından ben yıllardır böyle yaşıyorum ve bir zararını görmedim. Bence sen de bir dene…

Son kez makale biterken Şems-i Tebrizinin sözünü hatırlatmak isterim; Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları…

Tekrar görüşmek ümidiyle…

Sevgiler…

Şimdi Arayın