Bu yazı 2 makalelik başarı korkusu serisinin son bölümüdür. İlk yazımda bu korkunun benim hayatımı nasıl yönettiğinden ve bu gizli korkunun çözümlerinden bahsettim. Şimdi de çözümlere devam ediyorum.
(İlk bölümü burayı tıklayarak okuyabilirsin.)
Kaosu Yönet.
Bazen yapılacak iş çok ama o işler için az zamanın vardır. Her şey kaosa döner, nefes alamadığını hissedersin. Hiç bir şey elinden gelmeyecekmiş gibi hissedersin. Oysa böyle durumlarda afallamış olmak hiçbir işe yaramaz. Dur. Derin bir nefes al, yapılması gereken işlerden birini ana iş olarak seç ve o işe konsantre olarak yapmaya başla. O sorunu hallettikten sonra herhangi bir diğerine geç. Göreceksin ki kaos planlı bir çalışmaya dönüşmüş. Büyük resme daha net bakabileceksin.
Öğren.
İnsanlar genellikle bilmediklerinden korkarlar. Eğer bir şeyden korkuyorsanız öncelikle kendini o konuda eğitmelisin. Sadece kitaplarla da değil tecrübe ederek. Kalıcı bilgi böyle öğrenilir.
Aksi takdirde bilinmezlik hiç bilmediğin karanlık bir odada yürümeye çalışmak gibidir. Başta korkarsın ve neyle karşılaşacağını bilemezsin. Ama bir kez ışıklar açıldıktan sonra her şey daha net ve daha kolaydır.
Dengeni bozma.
Başarı, ne kadar önemli gözükürse gözüksün; hayatın kişiliğinle dengeli bir biçimde gelişmelidir. Yoksa başarı yolculuğun bir takıntıya dönüşür ve hayatında gerçekten sevdiğin bir şeyleri kaybetmene neden olabilir.
Başarıyı sonuç olarak görmektense yolculuk olarak görmeye başla. Her adımda kendinden kopmadan, sağlam adımlarla ilerle. Sevdiklerine vakit ayır, hobiler edin veya tutkularının peşinden git. Kendini geliştirmeye devam et.
Kendine güvenmelisin.
Kendine güvenin ölçütü nedir? Eğer ki dış referanslı bir kişiysen özgüvenin kendinden değil; etrafından gelir. Başkalarının söyledikleri, aldığın tepkiler özgüvenini artırır veya düşürür. Özgüvenini ne etkiliyor? Görünüşün mü? Paran mı? Başarıların mı? Hakkında söylenenler mi? Bunların hepsi değişebilecek şeylerdir. Fakat özgüven “öz” den gelmelidir. Herhangi bir sebebe bağlı olmadan… Her sabah aynaya baktığında “İşte bu adam benim en iyi dostum! Ve onu seviyorum” diyebilmektir. Kaybedemeyeceğin tek şey kendinsin; o yüzden kendini sev ve gereken değeri ver!
Sevgiler…
Buğra Abayhan